Korona virüsün kamusal yükümlülüklere ve ticari ilişkilere mücbir sebep olarak etkisi (26.03.2020 tarihindeki durum)

 

1. Korona virüs salgını ile beraber yaşanan olağanüstü durumun mücbir sebep olup olmadığı gündemi meşgul etmektedir. Yine bu kapsamda kamu otoriteleri tarafından alınan tedbirlerin kamusal ve özel hukuk ilişkilerine etkilerinin olacağı beklenmektedir.

2. Mücbir sebep; önceden öngörülemeyen, tarafların kontrolü dışında meydana gelen, ifa güçlüğü oluşturan ve bu sebeple de taraflara sözleşmeyi feshetme, kısmen veya tamamen ifadan kaçınma, askıya alma veya ifa için ek süre talebi öne sürme gibi çeşitli haklar tanıyan sebep olarak tanımlanabilir. Koronovirüs eğer mücbir sebep olarak kabul edilecekse bunun kamusal yükümlülükler ve özel hukuk ilişkileri bakımından sonuçları olacaktır. Şöyle ki;

 

A. Kamusal Yükümlülükler Bakımından Değerlendirme:

  1. 24.03.2020 tarihli ve 518 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile birçok sektörün 01.04.2020 ila 30.06.2020 tarihleri arasında mücbir sebep halinde olduğu kabul edilmiştir. Tebliğ ve ilgili sektörlere bu linkten ulaşmak mümkündür : https://www.gib.gov.tr/vergi- usul-kanunu-genel-tebligi-sira-no-518
  2. Tebliğde özetle; belirtilen sektörlerin Muhtasar Beyannameler, Katma Değer Vergisi Beyannameleri ile “FormBa-Bs” bildirimleri gibi birçok kamusal ödev bakımından beyanda bulunma ve ödeme süresi uzatılmıştır. Konunu detaylı açıklaması hakkında mali müşavirlerden bilgi edinilmesi daha faydalı olacaktır.
  3. Bu durumda kamu otoriteleri tarafından koronovirüs mücbir sebep olarak nitelendirilmiş ve kamu açısından gerekli düzenlemeler yapılmıştır ve yapılmaktadır.

B. Özel Hukuk İlişkileri Bakımından Değerlendirme:

Özel hukuk ilişkileri bakımından mücbir sebepler ve dolayısı ile koronovirüs ile ilgili olarak ikili bir ayrıma gidilmelidir:

i. Taraflar Arasındaki Sözleşmede Mücbir Sebebe İlişkin Hükümler Mevcut İse:

  1. Taraflar, aralarında akdedilmiş satış sözleşmesi, eser sözleşmesi, kira sözleşmesi gibi her türlü sözleşmeye mücbir sebep ile ilgili olumlu veya olumsuz mahiyette hükümler koyabilirler. Böyle bir durumda, bu hükümler geçerli olup, uygulanacaktır.
  2. Örneğin, taraflar arasındaki sözleşmenin herhangi bir maddesinde; “Salgın hastalık mücbir sebep sayılmaz” şeklinde veya bu anlama gelen olumsuz mahiyette bir hüküm bulunması halinde koronavirüs mücbir sebep olarak değerlendirilemez ve taraflar edimlerini yerine getirmekten kaçınamaz.

3. Tam tersi durumda taraflar özellikle korona virüsü veya genel anlamda salgın hastalığı da sözleşmede açıkça mücbir sebep olarak (olumlu mahiyette) belirlemiş olabilirler. Bu durumda, taraflar mücbir sebebin kendilerine sağladığı aşağıda detaylandırılacak haklardan yararlanabilirler.

ii. Taraflar Arasındaki Sözleşmede Mücbir Sebebe İlişkin Hükümler Yok İse :

Taraflar arasındaki sözleşmede, mücbir sebep ile ilgili herhangi bir düzenleme olmadığı durumlarda kanundaki mücbir sebebe dair hükümler ve mahkeme kararları devreye girmektedir. Sözleşmede hüküm olmasına göre daha zor bir süreç olacağı açık olsa da genel kanımız, kamusal düzenlemeler de dikkate alındığında koronovirüsün mücbir sebep olarak kabul göreceği yönündedir.

iii. Tarafların mücbir sebeplerden doğan hakları:

Koronovirüsün mücbir sebep olarak değerlendirilmesinden doğan hakları çok teknik bir konu olmakla beraber kısaca şu şekilde özetlenebilir:

  • Borcun ödenmesi, yerine getirilmesi mümkün olmaz yani borcun ifasının tamamen imkansızlaşması halinde, borç sona erer. Bu durumda taraflar verdiklerini geri alırlar.
  • Borcun ifası tamamen değil de kısmen imkansızlaşırsa, örneğin birden çok parçadan oluşan bir ürün grubunun yalnızca biri veya birkaçının elde edilmesi mümkün değil ise, alıcının bu kısmi olarak elde edilen ürünleri kabul etmesi halinde borç yalnızca elde edilemeyen ürünler için sona erer ancak, elde edilebilecek ürünler için borç devam eder. Aynı şekilde, ödeme bakımından da elde edilemeyen ürünler için alıcının ödeme borcu ortadan kalkar veya ödeme yapılmış ise bu kısma ilişkin ödemeyi geri isteyebilir. Buradaki en önemli husus karşı tarafın kısmi ifayı kabul etmiş olmasıdır. Alıcı kısmı ifayı kabul etmez ise borcun tamamen imkansızlığı hükümleri uygulanır ve borç tamamen sona erer.
  • Mücbir sebep nedeniyle borcun yerine getirilmesi önemli ölçüde güçleşirse, bu durumda özellikle kira sözleşmeleri bakımından sözleşmenin yeni koşullara uyarlanması talep edilebilir veya sözleşmeden dönülebilir/sözleşme feshedilebilir.C. KONU HAKKINDAKİ TAVSİYELERİMİZ : Yukarıdaki açıklamalarımız neticesinde;
  1. Mücbir sebebin tespitinin; sözleşme hükümlerinin yorumlanması, sözleşmede hüküm bulunmaması durumunda kanun hükümlerinin devreye girmesi vb. hukuk tekniği ile doğrudan ilgili olması nedeni ile konu hakkında bizlere danışmanızın faydalı olacağını,
  2. En azından doğabilecek zararlara engel olmak veya zararları asgariye indirebilmek için önlemlerin alınması amacıyla bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmiş olması bakımından, sözleşmelerden doğan edimlerin ifasının mücbir sebep dolayısı ile gecikeceği veya mümkün olamayacağı gibi hususların sözleşmenin diğer tarafına gecikmeksizin bildirilmesinin faydalı olacağını

belirtmek isteriz. 26.03.2020

Saygılarımızla,
Av. Bilgehan Beyoğlu – Av. Erkan Kemer

Av. Barış İşeri – Av. Özlem Cırık Neşeli